16 Temmuz 2015 Perşembe

İzlanda'da 2.gün, Gulfoss, Geysir ve Seljalandsfoss

Gözümü açtım, neredeyim? kısa süreli bir tereddüt sonrası, evet gerçekten de İzlanda'dayım.. Bir önceki gün gördüklerim rüya değilmiş. Deniz'e seslendim o da yeni uyanmıştı, toparlanmaya başladık.  Önceki gün marketten aldığım yumurtaları mutfağa inip tavada hızlıca pişirip hızlıca mideye indirdim.

Faydalı bilgi: Böyle uzun soluklu gezilerde serpme kahvaltı modu pek olmuyor tok tutacak şeyleri hızlıca tüketip zaman kaybetmeden evden çıkmak gerekiyor. Bunun için yumurta, peynir, süt gibi protein kaynakları bir engeliniz yoksa en ideal gıda maddeleri, corn flakes tarzı şeyler de işe yarar. Bunun yanında yeni keşfimiz gün içinde hayatımızı kurtaran protein barlar oldu, abur cubur tüketmektense protein oranı yüksek olanları iyi birer seçenek gibi duruyor. Tabi biz yine abur cubur da tükettik :)

Pratik kahvaltı sonrası ev sahibine hoşçakal diyip yola koyulduk, rotamız üzerinde Golden Circle'ın ve İzlanda'nın en büyük şelalesi Gulfoss, öncesinde de Geyser vardı.

GEISER, GEYSIR, GAYZER

Geysir'e yaklaştığımızda topraktan çıkan dumanlar ilk dikkat çeken kısmıydı. Sonrasında arabayı parkedip  insanları takip etmeye başladık, ve evet ilk patlamayı ve havada süzülen suları görüyorduk, yanına geldiğimizde gayzer'e doğru trans olmuş şekilde bakan insanlar gördük, aralarına katıldık, ben de iyi bir foto yakalamak için yeri aldım. Gayzer (Geysir) ler esas olarak fay kaynaklarının altında dikey boşluklar varsa orada ısınan suyun buharlaşamayıp sıkışıp bir anda yukarı doğru patlamasıyla oluşuyor, düzenli bir frekansı yok ancak 5-6 dk'da bir oluyordu biz izlediğimizde. Patlamanın ağır çekim videosunu da ekliyorum hemen aşağıya. Biri patladıktan sonra bir sonraki patlamayı beklemek için inanılmaz bir dürtü oluyor, bu şekilde 1 saate yakın vakit geçirdik.








Geiser'deki hediyelik eşya dükkanından da birşeyler alıp, üzerine kahvemizi içtikten sonra yola devam ettik, hedefimiz hemen yakınımızdaki Gulfoss şelalesiydi. Göreceğimiz doğa harikasından habersiz şekilde mekana ulaştık, hafiften bir yağmur, yoğun bir rüzgar vardı, ekipmanlarımı yüklenip arabadan çıkıp, karşımıza çıkan ilk görüntü aklımızı başından almaya yetti. 

ve GULFOSS....




Bu açıdan gördükten sonra insanları takip etmeye başladık, Gulfoss dünyadaki akım gücü olarak en kuvvetli şelaleler arasında yer alıyormuş, astıkları bir bilgi tabelasında Niagara'dan bile güçlü olduğu yazıyordu. Şelaleyi en yakından görebileceğimiz yere doğru ilerlemeye başladık. 




Akıntının en güçlü olduğu yere doğru ilerlerken gürültü de, havadaki su damlaları artıyordu, rüzgarla beraber geçişin bir kısmında epey bir ıslandık, yakınına ulaştıktan sonra tripodu kurup uzun pozlamalara başladım, ortaya böyle birşeyler çıktı.










Bu büyülü ortamdan kendimizi sıyırıp ayrılmamız çok zor oldu, böyle zamanlarda vaktin nasıl geçtiği gerçekten anlaşılmıyor. Zamanımız daralıyordu Gulfoss'a veda edip, burasından daha güzelini göremeyeceğimiz düşünceleriyle ayrıldık (yanılmamız çok kısa sürdü) , çıkışta şu güzel atlara denk geldik, durduk, Deniz bir Elmayra edasıyla sevicem diyip hemen atladı arabadan, ben de şu kareyi yakaldım, (bu durmalar daha önce de dediğim gibi tüm gezi boyunca hiç bitmedi..) 



bir sonraki hedefimiz İzlanda'nın güneyinde bulunan Westman adasına geçmekti, oraya giderken kalacağımız yerden geçeceğimiz için en azından check-in yapar anahtarlarımızı alırız diye düşündük, bu kalacağımız yer bulduğum en ucuz yerlerden biriydi,  airbnb.com sağolsun, 232 TL verdik iki kişi için, kahvaltı yoktu tabi. Oda da fiyatının hakkını verecek şekilde kötüydü bu arada. Linkini de vereyim tam olsun, https://www.airbnb.com/rooms/6602414

Bugünkü rotayı fikir vermesi açısından paylaşmakta fayda var, 

Selfoss > Geiser > Gulfoss şelalesi > Westman Island > Seljalandsfoss > Hvolsvollür



Westman adalarına geçmek için limana gittiğimizde saatlere yanlış baktığımızı, adaya seferlerin sadece sabah gidiş akşam geliş şeklinde olduğunu öğrendik, yani bütün günü adaya ayırmak gerekiyordu, böyle bir durum planlarımızı aksatacağı için burasından vazgeçmek zorunda kaldık, büyük bir hayal kırıklılığıyla bir sonraki şelaleye devam ettik, moralimiz çok bozulmuştu, ama bir süre sonra yaşayacaklarımız bütün o moral bozukluğunu yerlebir etti. 

SELJALANDSFOSS 







Bu manzarayla karşılaştık ve yaklaşmaya başladık, burada bir time-lapse video çektim.




Şelale çevresindeki patikadan yürünerek arkasına geçilebiliyor, hatta şelalenin döküldüğü yere inilebiliyor,  ben bu görüntüleri çekerken bir baktım Deniz patikadan yürümeye başlamış, o gitsin gelsin güzelse ben de giderim diyerek (bkn: garanticilik hehe)  beklemeye başladım, şelale çevresinde dökülen suyun yarattığı su kabarcıklarıyla en hafif rüzgarda bile belli yerlerden geçerken sırılsıklam olmamak mümkün değil, Deniz geldi tahmin ettiğiniz üzere tamamen ıslanmıştı, "acayip güzel, inanılmaz, mutlaka çekmelisin oradan" demesi üzerine bu sefer beraber ilerlemeye başladık. Makinayı ıslanmaktan korumaya çalışıyordum, bir kılıf vardı ama su heryerden geliyordu, bir yerden sonra başedemedim, aletin waterproof özelliğine güvenmeye başladım ve şöyle kareler yakaladım.. 








Hemen üstteki fotoğrafta Deniz'in yaptığı gibi ben de döküldüğü yere kadar indim, o kadar güzeldi ki, uygun kelimeleri bulmakta zorlanıyorum.. Doğaüstü bir ortam vardı, rüyada gibi..  Fotoğraflar bir nebze ne demek istediğimi anlatır heralde.. Suyun yanında da elimde Gopro ile yıllarca profilimi süslemesi muhtemel fotoyu çektim :))






Bu da şelaleden çıkış videomuz :) 




Tahmin ettiğiniz üzere kuru tek bir yerimiz kalmadı, Canon 5D mark III waterproof testinden başarıyla geçti, arabaya koşup üzerimizi değiştirdik, ama yolculuğun devamında gereken montlarımız, pantolon vs herşey ıslaktı.. Şelalenin yanındaki ufak büfeden sıcak birer kahve içtik, kalacağımz yere doğru yola çıktık, gider gitmez ıslanan kıyafetleri ortalığa yaydık.. Daha ikinci günden yaşadığımız muazzam görüntülerin sarhoşluğuyla uykuya daldık..


Bir sonraki gün planımız bir başka büyük şelaleyi ve Höfn şehrini görmekti, gezideyken de yazmıştım, daha fazlasını göremem sandığın günün akşamında İzlanda seni şaşırtmaya devam ediyor, 3.gün de doğa ile mücadele ile geçen çok acayip bir gün oldu.. 






  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder